İğneada Hakkında Tarihi Bilgiler,

 

İğneada tarih öncesi çağlardan beri iskana tabi tutulmuş önemli yerleşim birimlerinden  biridir.

1.İğneada Adı

İğneadanın adı Trak toplumlarından Thyn'lerin yaşadığı yer anlamına gelen Thynias adından gelmektedir. Tarih boyunca aşağıdaki şekilde evrimleşerek bugün İğneada adını almıştır.

Thynias
Ινιάδα
Thynia
Iniada
İğneada

2.İğneada’nın Kuruluşu ve İlk Dönemleri

İğneada (Thynias) kasabası bugünkü İğneada Koyunun bulunduğu yerde iki göl (Mert-Erikli) arasında deniz kenarında kurulmuştur. Yakın çevresindeki yerleşim birimlerinden Noelitik dönemden itibaren Kalkolitik Tunç ve Demir Çağlarında yoğun olarak insanların yaşadığı ele geçen belgelerle anlaşılmaktadır.

3.Trak döneminde İğneada

İğneada (Thynias) ve çevresinin M.Ö. 3.000 yılından, M.Ö. 1.000 yılının ortalarına kadar geçen uzun süredeki tarihi hakkında hiçbir bilgi yoktur. Ancak M.Ö. 1200 yıllarından itibaren bu bölgeye Trakların yerleştiği kabul edilebilir. Thynias'ın bir erken Trak iskanı olduğu söylenebilir. İlk dönemlerde siyasi birlik kuramamış yerli Trak toplumlarından Thyn'ler daha sonraki dönemlerde birbirinden bağımsız feodal beylikler veya şehir devletleri halinde bölgeye hakimiyetlerini sürdürmüşlerdir.

Ancak bölgeye gerek batıdan ve gerekse doğudan akınlar hiç bir zaman azalmamıştır.  Bunlardan en önemlileri 1400’lü yıllardan itibaren batıdan gelen Deniz Kavimleri göç dalgasının bölgeye etkisi muhakkak ki büyük olmuştur. Bunun yanında kuzeyden (özellikle İskit akınları) güneyden Eski Yunan kültürel tazyiki hiç bir zaman eksilmemiştir.

Trak kavimlerinden Thynler İstanbul boğazını geçerek anadoluya geçmişler ve bugünkü Kefken Bölgesinde yerleşmişlerdir. Bu yüzden kefken bölgesinin de tarihteki adının Thynias olduğu görülmektedir. Argonotların Karadeniz yolculuğu anlatan Apoolonios'un destansı şiirinde yer alan

“Çekilirken gece, henüz gelmeden
kutsal aydınlık, alacalanmışken
ortalık uyandıran sabah karanlıgı,
Thynias’ın limanına girdiler, çorak adanın,
ve serildiler kıyıya, ıstıraplı yolculuktan
bitkin…” (II. 669-674)

 

 

Thynias ifadesi bugünkü Kefken'i işaret etmektedir.

 

4.Pers İmparatorluğu Devrinde İğneada

Tüm bunların yanında çok daha uzaklardan gelen Pers Kralı Daryus (MÖ 513) dahi bölgeyi bir süre hükümranlığı altında tutabilmiştir.

M.Ö. 5. yy.da bütün Trakya, dolayısıyla da İğneada (Thynias) Pers ve Peloponez savaşlarının sarsıntısına uğradı. Kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre; kasaba önceleri Pers egemenliğine girmiştir. Pers İmparatorluğunun kurucusu Kyros M.Ö. 546 yılında Lidya Kralı Kroisos’u yenerek 545’te İyonya şehirlerini zaptetmek suretiyle bütün Anadolu’ya hakim ve dolayısıyla Traklarla komşu olmuştur. Persler, Boğazlardan gelebilecek herhangi, bir tehlikeyi önlemek amacıyla Dareios’un , (M.Ö. 521-486) önderliğinde 515’te İstanbul Boğazı’ ndan Trakya’ya geçerek batıya doğru ilerlemişlerdir.Perslerin eline geçen İyon şehirleri siyasal ve ekonomik bağımsızlıklarını kaybedince M.Ö. 500 yıllarında Miletos şehrinin önderliğinde ayaklanınca, ihtilal kısa zamanda bütün İyonya şehirlerine yayılmıştır.

Atina’nın desteğinden yoksun kalan İyonyalılar Hellespontos (Çanakkale Boğazı) üzerine gönderdikleri bir donanma ile başta Bizantion olmak üzere bölgenin bütün şehirlerinin ihtilale katılmasını sağladılar. Böylelikle isyan hareketi Marmara Bölgesi ve İstanbul Boğazı’ na kadar genişlemiş oldu. İğneada (Thynias), büyük bir ihtimalle İyon ihtilaline katılmıştır. Çünkü Persler, İyonya ihtilalinin tepkileri sonunda Trakya’da sarsılmış olan egemenliklerini yeniden kuvvetlendirmek için M.Ö. 492’de Mardonius kumandasında bölgeye düzenledikleri sefer sonunda İğneada (Thynias) gibi diğer bütün Trakya kıyı kentlerini işgal ettiler. Böylece Pers Savaşları’nda Perslerin kıyılardaki egemenliği Yunan üstünlüğüne son vermiş oluyordu.

M.Ö. 478-477 yılında Atina, merkezi Yunan dünyasının kutsal adası olan Delos olmak üzere "Attika Delos Deniz Birliği" adını taşıyan siyasal bir birlik kurdu. Birliğin amacı, Perslere karşı sürekli mücadelede bulunmak; Trakya, Adalar ve Anadolu'daki Yunan şehirlerinin bağımsızlığını sağlamak ve Perslerden intikam almaktı.

Atinalıların Trakya’yı Pers boyunduruğundan kurtarmak için M.Ö. 475'te yapmış oldukları ilk seferi Atinalı Kimon idare etmiş; Kimon bir donanma ile Trakya sahillerine çıkarak kıyıları Perslerin elinden kurtarmıştır. Daha sonra Atinalılar Rusya'dan ithal ettikleri hububat için büyük önemi olan Boğazlara bir sefer daha yapmışlar ve başta Byzantion olmak üzere aradaki şehirlerin Deniz Birliğine girmesini sağlamışlardır. Bu seferler sonunda İğneada’nın da (Thynias) “Attika Delos Deniz Birliği”ne katıldığını ve birliğin bir üyesi olarak adının M.Ö. 451-450 yıllarından itibaren vergi listelerinde geçmeye başladığını görüyoruz. Peloponez Savaşlarının başlangıcında Ati­nalılar Trakya'nın kendileri için bir zahire ambarı olduğunu dikkate alarak Odrys Kralı Stialkes'le M.Ö. 431-430 yılında bir ittifak kurmuştur. Bu ittifakla İğneada (Thynias) bir bağlılıktan kurtulmuştur. Böylelikle Pers Savaşlarının galibi olan Atinalılar Trakya sömürgelerini, siyasal egemenlikleri altına almış bulunuyorlardı.

Peloponez Savaşları’nın bitiminden sonra, Atinalılar birlik olduğu ülkeleri Spartalıların saldırılarından korumak için M.Ö. 378-377 yılında “İkinci Attika Delos Deniz Birliği”ni kurmuştur. Atinalı Amiral Habrias M.Ö. 377-376 yılında Trakya kıyılarına yaptığı seferde İğneada'yı da bu ikinci birliğe katılmaya razı etmiştir. İğneada (Thynias), M.Ö. 357 yılında Bizantium’la birlikte deniz birliğinden çıkmış ve birlikten ayrılmasından sonra Bizans’a bağlanmak zorunda kalmıştır.

5.Helenistik Dönemde İğneada

MÖ IV. yy’da parçalanan Odrys devletinden sonra Makedonya Kralı II. Filip (Büyük İskender'in babası) tarafından tüm Trakya istila edilmiştir. Makedonya Kralı II. Filip, M.Ö. 341 yılında Trakya'nın büyük bir bölümüne, Kral Kersobleptes'i tahtından indirerek sahip olmuş, böylece egemenliğini Karadeniz’e kadar uzatmıştı. II. Filip'in ölümünden sonra başa geçen Büyük İskender, taht kavgalarını önledikten sonra, bütün Yunanistan’ı egemenliği altına aldı ve M.Ö. 334'te Asya seferine başlamak üzere Çanakkale Boğazı’ndan Anadolu'ya geçti. Büyük İskender’in bu yolu takip etmesi Bizans’ı ve dolayısıyla İğneada'yı bir Makedon istilasından kurtardı. Aksi takdirde Büyük İskender’in Çanakkale Boğazı yerine İstanbul Boğazı’ndan Anadolu’ya geçmiş olsaydı, mutlaka İğneada’yı istila etmiş olacaktı.

M.Ö. 280 yılında, Avrupa’nın batı bölgelerinde yaşayan Galatlar Aşağı Tuna ülkelerine ilerleyerek buraları istila etmeye başladılar. M.Ö. 278-277 yıllarında Galatların bir kolu Trakya’ya girerek İstanbul Boğazı üzerinden Anadolu'ya geçmiş ve Sakarya ile Kızılırmak arasıdaki bölgeye yerleşmişlerdi. Bu sefer sırasında İğneada Galatlar tarafından yağmalanmıştı.

6.Roma İmparatorluğu Döneminde İğneada

Daha sonra bölgede Keltler onun akabinde de Roma egemenliği dikkat çekmektedir. Roma İmparatorluğu devrinde İğneada’dan seyrek ola­rak söz edilmiştir. Bu devrede Kıyıköy (Midye) daha çok imparatorluk tarafından iskana tabi tutulmuştur.

Roma İmparatorluğu M.S. 395 yılında ikiye bölünüp bütün Balkan Yarımadası gibi İğneada da Bizans'ın (Doğu Roma İmparatorluğu) payına düştükten sonra, kasaba sıklıkla el değiştirdiği bir sürece girmiştir. MS IV. yy’a gelindiğinde Hunların önünden kaçan Ostrogotlar tüm Trakya’yı istila etmiş, bu istila sırasında İğneada da önemli oranda tahribe maruz kalmıştır. İğneada 441-447 yıllarında bu kez Hunların istilasına uğramıştır. Bu istila sırasında İğneada'nın yanısıra Trakya'da 70 şehir ve kasabanın tahribe uğradığı bilinmektedir.

6.Bizans İmparatorluğu Döneminde İğneada

Diocletianus'un yerine gecen Büyük Constantinus (306-337), Doğu İmparatorluğu’nda birliği sağladı ve hükümet merkezini Nikomedia'dan Bizantion'a taşıdı. Bizantion 11 Mayıs 330'da büyük bir törenle başşehir olarak ilan edildi ve şehir Konstantinopolis adını aldı. İğneada, Konstantinopolis'in kurulmasıyla imparatorluk baş şehrinin etki alanı içine girdi. Bundan sonra İğneada, bir Bizans kenti olarak, Türkler tarafından alınıncaya kadar varlığını sürdürdü.

İmparatorluğun Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldığı 395 yılından itibaren İğneada’nın Türkler tarafından fethedilene kadar çeşitli kavimler tarafından istilaya uğradıkları görülmektedir.

İlk olarak Alarik komutasında Batı Gotları İğneada’ya saldırdılar.

Avrupa’da bulunan kavimlerin Bizans döneminde İstanbul’a ikinci saldırıları Ostrogotlar tarafından gerçekleştirilmiştir.Ostrogotlar Panonya'da oturuyorlar ve buradan kralları Teodorik komutası altında Bizans'a yıkıcı akınlar yapıyorlar ve İstanbul’u bile tehdit ediyorlardı. Teodorik’in bu akınları sonucu Ostrogotlar, İğneada'yı işgal ettiler. (479) Teodorik'in liderliğinde Ostrogotlar İtalya Yarımadası’nda başkent Roma olmak üzere bir krallık kurdular ve Trakya ile Balkanlardan çekilip İtalya'ya yerleştiler. Bu sayede İğneada Ostrogot hakimiyetinden kurtulmuş oldu.

Aleksios Comnenos 1082 yılında, Bizans'a deniz yoluyla gelecek saldırılarda Venedik donanmasından yardım almak şartıyla, Venediklilerin İğneada'da bir ticaret kolonisi kurmalarına müsaade etti. Bu sayede Venedikliler, limana herhangi bir gümrük vergisi ödemeden serbest girme ayrıcalığını elde ettiler. Bir müddet önce ticaret sayesinde bolluk içinde yaşayan İğneadalılar Venediklilerin kendilerini bu kolaylıklar yüzünden bütün pazarlardan çıkartmalarıyla ticaret yapamaz hale geldiler ve fakirleşmişlerdir.

İğneada Bizans dönemindeki tarihi boyunca da Balkanlardan inen tehlikelerin devamlı tehdidi altında kalmıştır.

8.Avrupa Türklerinin Akınları

a.Avrupa Hun İmparatoru Attila’nın II.Balkan Seferi (447)

Kavimler Göçü’nden sonra Avrupa’da büyük bir devlet kuran Avrupa Hunları, ilk olarak 378 tarihinde Tuna nehrini geçerek 395 yılından itibaren bütün Trakya’ya yayıldılar.Bizans İmparatorluğu Hunların tahrip edici bu baskılarından kurtulmak ve onları kendi topraklarından uzak tutmak maksadı ile ağır maddeler imzalamak zorunda kaldılar. Ancak Bizans İmparatoru II.Teodosyus’un Margos Antlaşması’na göre ödemek zorunda olduğu vergiyi ödeyememesi ve Hun kaçaklarına hoşgörülü davranması üzerine Attila 447 yılında Bizans seferine çıktı. Attila idaresindeki Hun ordusu iki koldan Trakya’ya girmiş ve Lüleburgaz’ı (Arkadiopolis) alarak Büyükçekmece’ye (Athyra) kadar ulaştı. Attila’nın Bizans seferinde tahribatın daha ziyade Balkanlarda olması nedeniyle İğneada'nın tahribatı en üst seviyelerde olmuştur.

b.Kuturgur Hunları’nın Akınları (558)

Kuturgur Hunları’nın 558 yılında İstanbul’a yaptıkları akında çok ağır tahribatlar yapmışlar, Trakya’da adeta taş taş üstünde bırakmamışlardı. Bu arada İğneada’da yakılıp yıkılmıştır.

c.Avar İmparatorluğu’nun Bizans Seferleri (619-626)

Orta Avrupa’ da Frank Krallığı ve Bizans İmparatorluğu arasında eski Hun, Sabar ve Ogur (Bulgar) Türklerinin desteğiyle güçlü bir devlet kuran Avarlar VII. yüzyılın başlarında bütün Trakya’yı istila ettikleri görülmektedir. 610 yılında Bizans tahtına geçen Herakleios Avar saldırılarını durdurmak için hakanlarıyla görüşmek üzere Marmara Ereğlisi’ ne (Herakleia) gelmiş fakat, hakanın saldırısına uğradığı için kılık değiştirerek Bizans’a kaçmıştır. Avarların 617 yılında yaptıkları ilk seferde İstanbul surlarını yıkmışlar ancak orduda çıkan salgın hastalık nedeniyle geri dönmek zorunda kalmışlardır. Avarların ikinci Trakya istilası 626 yılında gerçekleşti. Bu seferde iki ay süreyle İstanbul’u şiddetli bir şekilde kuşattılarsa da kuşatma başarısızlıkla sonuçlanmıştır.

d.Tuna Bulgar Devleti Hükümdarı Tervel Han’ın Seferi (712)

679 yılında kurulan Tuna Bulgar Devleti kısa bir sürede güçlü bir devlet haline geldi.Tervel Han (702 - 713) zamanında Bizans İmparatoru II. Justinianus ile ittifak antlaşması imzalamıştı. Ancak imparatorun görevden uzaklaştırılması üzerine eski müttefikinin intikamını almak için İstanbul’a yaptığı seferde (712) şehrin çevresinde bulunan zengin ve soylulara ait bütün sayfiye yerlerini yağmalamıştır.Bu arada, sefer boyunca İğneada tahribata uğratıldığı ve yağmalandığı kaynaklarda belirtilmektedir.

e.Tuna Bulgar Devleti Hükümdarı Krum Han’ın Seferi. (814)

Krum Han’ın (804 - 814) Trakya istilası ilk olarak 813 yılı sonbaharında başlamış ve İstanbul kuşatılmıştı. Ancak, kuşatmanın başarısızlıkla neticelenmesi üzerine İmparator V. Leon ile Krum Han arasında bir görüşme tertiplemişti. Görüşme esnasında V. Leon’un Krum Han’a suikast yapma girişiminde bulunması üzerine çok hiddetlenen Krum Han bütün Trakya şehirlerini tahrip ederek yağmalamıştır. Bu arada İğneada’nın da yağmalandığı tahmin edilmektedir. 814 yılında Krum Han’ın ansızın ölmesi üzerine Bulgar Türklerinin istilası bir süre için son bulmuştur. Bulgar Türklerinin son saldırıları 924 yılında Simeon’un zamanında yapıldı. Bu saldırıda İğneada’nın pek fazla zarar görmediği kaynaklarda belirtilmektedir.

f. Peçeneklerin Bizans Seferi. (1081 - 1090)

Avrupa Türklerinin Trakya’yı istila hareketlerinin sonuncusu 1090 yılında Peçenekler tarafından gerçekleştirilmiştir. Peçenekler İzmir’de kurulan Çaka Bey Devleti ve Anadolu Selçuklu Devleti ile ittifak yaparak 1090 yılında Çekmece’ye kadar ulaştılar. Peçeneklerin bu büyük istila hareketinde İğneada’nın yağmalandığı tahmin edilmektedir. 1091 yılında Bizans’ın Kuman (Kıpçak) Türklerini çeşitli vaatlerle Peçeneklere saldırtması üzerine Peçenekler yenilmiş ve bölgeden çekilmek zorunda kalmışlardır.

İğneada Haçlı seferleri zamanında da istilalara maruz kalmıştır.

8.Osmanlı İmparatorluğu Döneminde İğneada

Osmanlı İmparatorluğu Anadolu’da sağlam temeller üzerine kurulduktan sonra Osmanlılar 14. yüzyılın başlarından itibaren Trakya ile ilgilenmeye başlamışlardı.

Osmanlı Türklerince Bizanslılardan I. Sultan Murat Hüdavendigar zamanında Demirtaş Paşa tarafından 1362 (H.768) tarihinde alınarak Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır. Bu arada Timur’un Anadolu istilasından kaçan Türkmenler kitleler halinde Rumeli’ye geçerek bütün Trakya’ya ve Balkanlar’a yerleşmişlerdir.

İğneada’ın Osmanlılar tarafından alınmasından sonra üç yüz yıllık süre zarfında çok önemli hadiseye rastlanmaz. Bu dönemde ağırlıklı olarak Avcılar Köyü (Korfa) iskana tabi tutulmuştur. İğneada Osmanlıların idaresine geçince, 30-40 hane kadar Türk yerleştirildi. Şehirde Rumlar ve Bulgarlar oturuyorlardı. Rum ve Bulgar ağırlığı Cumhuriyet dönemine kadar devam etmiştir. Türkler de gelince eski halkın adet ve ananelerinde, ibadetlerine müdahale edilmemiştir. Türklerin bu husustaki müsamahası gayrimüslim halkın rahat yaşamalarına neden oldu. Gayrımüslim halk o dönemde odunculuk ve kömürcülük ile geçimini temin etmekteydi.

1509 yılında İstanbul’da meydana gelen ve “Küçük Kıyamet” adı verilen büyük zelzelede İğneada'nın zarar görmesine dair bir kayıda rastlanılmamıştır.

Bundan sonra Kırım Harbine kadar İğneada’da pek mühim bir şeye rastlanmaz. Kırım Harbi (1853-1896) sonunda harpte yer ve yurtlarını terk eden bir kısım Tatar Türklerinin bu yörelere geldiklerini görüyoruz.

Nihayet “93 Harbi” denilen Osmanlı-Rus Savaşında (1877-1878) Rus ordusu İğneada’yı da işgal etmiş ve İstanbul'a kadar ilerlemişlerdi. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş yıllarında Anadolu’dan gelip Balkanlara yerleşen Türkler istilaya dayanamayıp toplu halde Trakya’ya göç etmeye başlamışlardı. Bu arada göçmenler İğneada ve çevresine gelerek yeni yeni köyleri kurmaya veya eskiden kurulmuş köylere yerleşmeye başladılar.

8 Ekim 1912’de Balkan Savaşları başladı. Balkanlarda Bulgarlar, Yunanlılar, Sırplar ve Karadağlılar aralarında bir anlaşma yaptılar. Osmanlıların Trablusgarp Harbi ile uğraşmasından ve bu ülkedeki iç siyasal çekişmelerden yararlanarak 8 Ekim 1912’de Karadağlılar Osmanlılara savaş ilan ettiler. Diğer Balkan devletleri de savaşa girdiler. Hazırlıksız yakalanan Osmanlı orduları ikmal düzeninin işlememesi, komutanlar arasındaki anlaşmazlıklar ve kötü yönetim nedeniyle büyük bir yenilgiye uğradı. I. Balkan Savaşı’nda Türk ordusu Bulgarları 17-22 Kasım 1912’de Çatalca hattında ancak durdurabildi. Bu arada İğneada da Bulgarlar tarafından işgal edildi. Bulgarların bu işgali tarihte eşi az görülen katliamlar, zulümler, işkencelere ve yakıp yıkmalara sahne olmuştur. Bu Bulgar zulmünden İğneada çok etkilendi. Yörede yer alan tüm dini yapılar yakıldı. 30 Mayıs 1913’te barış imzalandı.

29/30 Haziran 1913 gecesi Bulgaristan,Yunanistan ve Sırbistan’a aniden saldırınca II. Balkan Harbi başladı. Eski iki müttefikin birbirine düşmesi Osmanlıların işine yaradı. Edirne’ye kadar olan Trakya bölgesini Bulgarların elinden geri aldı. Bulgarların İğneada’yı işgali 9 ay sürdü, Temmuz 1913’te işgal sona erdi.

Cumhuriyet döneminden önce Balkan Savaşı esnasında Bulgaristan istilasına uğrayan İğneada, Midye-Enez hattının çizilmesiyle Bulgaristan'a kalmışken Edirne'nin de kaybedilmesi sebebiyle yapılan taarruz ve anlaşmalarla bugünkü Trakya sınırı çizilmiş ve İğneada topraklarımızda kalmıştır.

10.Cumhuriyet Döneminde İğneada

İğneada, Türkiye Cumhuriyeti devrinde sosyal, ekonomik , kültürel ve turizm alanlarında hızla gelişerek modern kimliğine ulaşma ve kalkınma yolunda önemli adımlar atmaktadır.